Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin en canlı olduğu ve Ermenistan ile yaşanan sıcak çatışmalarla jeopolitik risklerin zirve yaptığı bu dönemde Türk Japon Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nejat Bora Sayan, tarihsel gelişmeler ve günümüz diplomasisi hakkında önemli bilgiler verdi.
Ekim 2008'den bu yana faaliyet gösteren ve Türk dünyasından çevrilmemiş haber ve makaleleri yayınlayarak geniş bir kitleye ulaştıran Bayraqdar Media’nın Prof. Dr. Nejat Bora Sayan ile yaptığı röportaj şöyle;
Prof. Dr. Nejat Bora Sayan: Bu zaferden sonra Azerbaycanlı kardeşlerimin daha mutlu ve gururlu yürüdüklerini gördüm
BAYRAQDAR MEDIA - "2000'li yıllardan beri Azerbaycan'a gelip gidiyorum. Öncelikle şunu söylemeliyim ki her geldiğimde Azerbaycan'ın daha da gelişmesine şahit oluyorum. Bu beni çok gururlandırıyor. Ama Vatanseverlik Savaşı'ndan önce bir şey fark ettim. Ne kadar gelişme, ilerleme ve başarı olursa olsun, her Azerbaycanlının Karabağ'ın işgalden kurtulmasını istediğini gördüm."
Bilgi için Prof. Dr. Nejat Bora Sayan, kökleri Azerbaycan'a bağlı, Türkiye'de tanınan bir neslin temsilcisidir. Hayatını Türklük-Azerbaycanlık fikrine adayan Ali Akber Tufan'ın torunlarından bahsediyoruz. Iğdır, Kars, Ardahan, Ağrı ve Erzurum'un Türk toprakları olarak kalması için savaşan milli ideologlarımızdan Ali Ekber Tufan'ın 1870 yılında tarihi bir Türk yurdu olan Iğdır'ın Melekli ilçesinde doğduğunu okuyucularımıza hatırlatalım. Bölgede özel bir etkiye sahip olan Ramazanoğlu ailesine mensup Ali Akber Tufan, Transkafkasya Seym'in Iğdır mebusu, gizli örgüt Difai üyesi (1905) ve Cemiyet-i Kheiriyyeyi'nin Iğdır temsilcisi olarak çalıştı. İrevan (1910). 1917-1920 yıllarında Iğdır Milli Hükümeti'nin başkanlığını yaptı.
Prof. Dr. Nejat Bora Sayan Bakü'de bir etkinlikte konuşuyor
Bu neslin halefleri, kardeş Türkiye'de siyaset, diplomasi, ordu kurma ve sağlık gibi çeşitli alanlarda başarılar elde etti. Görüşmecimiz de meslek olarak doktordur. Prof. Dr. Nejat Bora Sayan, hem Türkiye'de hem de Azerbaycan'da diş hastalıklarıyla mücadelede değerli hizmetler verdi.
Bu birlik ve kararlılık sayesinde topraklar Ermeni işgalinden kurtarıldı
Nitekim görüşmecimiz konuşmasına devam ederek, Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev liderliğindeki 7'den 77'ye her Azerbaycanlı'nın, işgal altındaki toprakları düşman işgalinden kurtarmak için elinden gelen her şeyi yaptığını kaydetti: Sayın Başkomutanımız cesur Azerbaycan Ordusu'nun 44 günlük Vatanseverlik Savaşı sırasında yaptı. O günlerde Azerbaycan'da ordu-halk-cumhurbaşkanı birliğine bütün dünya şahit oldu. Bu birlik ve kararlılık sayesinde topraklar Ermeni işgalinden kurtarıldı. Bu zaferden sonra Azerbaycan'a geldiğimde tamamen farklı bir ruh haline tanık oldum. Bu zaferden sonra Azerbaycanlı kardeşlerimin daha mutlu ve gururlu yürüdüklerini gördüm. Bu beni çok mutlu etti."
Şuşa'nın kurtuluşu ile kahraman Azerbaycan Ordusu'nun emsalsiz bir tarih yazdığını söyleyen muhabirimiz, bu zaferin daha uzun yıllar hatta asırlarca konuşulacağını da sözlerine ekledi: neredeyse sevinçten patlayacak. Bu sıradan bir mesele değildi. Şuşa sadece Azerbaycan'da değil, Türk dünyasında da özel bir yere sahiptir. Açıklaması çok zor (gözleri yaşarır - N.A.). Bu duyguları kelimelere dökmek çok zor. Hatta son Bakü gezimizde Şuşa'ya gidiyorduk. Türkiye'deki akrabalarımız Şuşa'da çok fotoğraf çekmemizi istediler. Beklediler. Bu resimler sayesinde Bizimle birlikte Şuşa'yı ziyaret edeceklerdi. Ama ne yazık ki Tanrı bu sefer Şuşa'yı ziyaret edecek kadar şanslı değildi. İnşallah bir sonraki ziyaretimizde Şuşa'ya gideceğiz."
Biz böyle kahraman bir adamın torunlarıyız
Ali Akber röportajda Tufan ile ilgili noktalara da değindi. Dr. N.B. Sayan, "Biz akıllıyız. Babamın amcası Ali Akber Tufan Iğdır'da doğdu. 1918-1920'nin en gergin döneminde Iğdır Milli Cumhuriyeti'nin başına geçti.
Prof. Dr. Nejat Bora Sayan ve Ali Akber Tufan, adını büyük dedesinden alıyor
Daha sonra Iğdır Yürütme Kurulu Başkanlığı'na getirildi. İttihat ve Terakki Partisi Müsavat Partisi'ndeydi. Gizli örgüt Difai'nin yaratılmasıyla yakından ilgilendi. Ayrıca İttihadi İslam Türk Birliyi Cemiyeti Türk Ocaklarını ziyaret etti. O yıllarda Doğu Beyazıt'ta bekleyen Türk ordusundan Azerbaycan'dan topladığı çok miktarda kağıt para ve altını Orbay Paşa'ya teslim etti. Başka bir deyişle, böyle kahraman bir adamın torunlarıyız. Ailemiz, SSCB'de Ramazanov soyadı da verilen Ramazanoğlu ailesidir."
Azerbaycanlı olmak hepimizin mutluluğu
Prof. Dr. N.B. Sayan, Bakü çevresindeki köylerden Türkiye'ye gidenler arasında anne ve babasının da bulunduğunu belirterek, "Azerbaycan'ı kalbimizde yaşatıyoruz. Biz Azerbaycan kültürü ve Azerbaycan sevgisi ile büyüdük. 1991'de SSCB'nin çöküşünden sonra neslimizin temsilcileri buraya geldi. Ben kendim 2000'lerde geldim. Çünkü 1991'de Japonya'daydım. 2000 yılında Japonya'dan Türkiye'ye döndükten hemen sonra buraya geldim. Sağlık alanında destek verdim. Merkez Klinik Hastanesi'nde diş eğitimine ve diş kliniğinin kurulmasına destek verdim. Orada da benim adıma bir oda oluşturuldu. Kısacası Azerbaycan'a her zaman yardıma hazırız. Azerbaycanlı olmak hepimizin mutluluğu. Azerbaycan sevgimiz gerçek oldu. Bir sonraki hayalimiz, Bakü'deki sempozyumda konuşurken söylediğim gibi, doğduğum Iğdır'dan araba ile ayrılıp Zengezur'dan geçip Bakü'ye gelmek."
Etkinliklerden birinde Azerbaycan'ın Türkiye Büyükelçisi Rashad Mammadov Prof. Dr. Nejat Bora Sayan'a ödül takdim ederken
Görüşmecimiz, Bakü'ye yaptığı son ziyarete değinerek, 15 Eylül'de Türkiye-Azerbaycan Dostluk, İşbirliği ve Dayanışma Vakfı (TADAHF) ve Azerbaycan Türk Evi, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Azerbaycan Kültür Bakanlığı'nın kuruluşunun 15 Eylül'de gerçekleştirildiğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla "Köklü geçmiş, güçlü gelecek - Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin dünü ve yarını" konulu sempozyum düzenlendi: sevinci, üzüntüsü bizim üzüntümüzdür." Biz buraya Azerbaycan'ın sevincini ve üzüntüsünü paylaşmak için geldik. Fırsatı değerlendirmek ve böylesine güzel bir etkinliği düzenlemek için TADEHF Başkanı, Türkiye Cumhurbaşkanı başkanlığındaki Güvenlik ve Dış Politika Konseyi Üyesi Prof. Dr. Aygün Attar Hanım'a teşekkür ederim.
"Ziyaretimizin Ermenistan'ın bir sonraki askeri provokasyonuna denk geldiğini üzülerek belirtmeliyim. Bir dahaki sefere Azerbaycan'ın acısını paylaştık. Kardeşimizin acısı bizim üzüntümüzdür. Vatan için canını feda eden tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun diyorum."
Japon İmparatorluk madalyasının sunumu sırasında
"Türk dünyası hangi alanlarda daha fazla birleşmeli" sorusuna muhabirimiz şu şekilde cevap verdi: "Sorunuza cevaben, iki yıl önce Azerbaycanlı bir gazeteciyle yaptığım röportajda dile getirdiğim görüşü tekrarlamak istiyorum. Karabağ henüz işgalden kurtulmuş değildi. O zaman Türkiye-Azerbaycan birliğinin gelecekte tüm Türk devletleri arasında birlik, beraberlik ve ilerlemenin temelini oluşturacağını söylemiştim. Bu her alanda kendini gösterecektir. Ortak bir dinimiz, kültürümüz ve dilimiz var. Dolayısıyla Türkiye ile Azerbaycan arasındaki bu harika birlikteliğin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğine inanıyorum. Gelecekte diğer Türk devletlerinin de bu birliğe katılmasıyla dünyada NATO ve eski SSCB gibi bir ittifak oluşturulabilir. Bu, her birimizin arzu ettiği bir şey."
Türkiye-Japonya ilişkilerinde çok önemli bir yerimiz var
Türk-Japon Vakfı'nın faaliyetleri ile ilgili olarak Prof. Dr. N.B. Sayan, 1993 yılında kurulan örgütün geçmişte önemli çalışmalar yaptığını belirterek, "Vakıf olarak Türkiye-Japonya ilişkilerinde çok önemli bir yerimiz var. Japonya İmparatorluk Ailesi üyeleri, Majesteleri Prenses Takahito Mikasa, Prenses Tomohito Mikasa ve Prenses Akiko Mikasa Vakfımızı ziyaret etti.
Türkiye'de Prenses Akiko Mikasa ile görüşme
"Ayrıca Türkiye'yi ziyaret eden Japonya'nın tüm başbakanları, çok sayıda bakan, Japonya-Türkiye Parlamento Grubu üyeleri Vakfımızı ziyaret etti. Bunun sonucunda 2005 yılında Japonya Dışişleri Bakanlığı ödülünü, 2015 yılında da bu ülkenin en yüksek ödüllerinden biri olan Japon İmparatorluk Madalyasını aldım. Bu olayın ardından gurur verici bir olay daha yaşandı.
Vakıfta Japon İmparatorluk ailesinin üyeleri
"O yıl Osaka Üniversitesi'nde Nejat Bora Sayan Sempozyumu düzenlendi. Beni, eşimi ve beş öğrencimi aynı üniversiteye davet ettiler. Bence bir bilim insanı için bundan daha iyi bir başarı olamaz. Vakfımızın önemi ve desteğine olan ihtiyaç, mevcut Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Japonya Başbakanı Şinzo Abe'nin 2013 yılında Japonya ile imzaladığı Ortak Bildiri'de de dile getirilmiştir.
Kaynak: Bayraqdar Media