İnsanın başına ne zaman ne geleceği belli olmaz.

Bazen küçük bir söz, bir cümle tüm hayatını değiştirebilir insanın,

Bir şarkının, bir türkünün tüm duygularımızı değiştirdiği gibi,

Bazı şeyler de insanı hayatını tamamen değiştirebilir..

Aşağıda yaşanan olay tam da bunu anlatıyor…

Yaşanan bu olay uzak bir ülkede geçer..

Adam, devletin çok iyi bir yerinde çalışıyor, genel müdür koltuğunda oturuyordur.

Yılsonu gelmiştir,

Biletler alınmıştır.

Yılbaşı geleneği olarak şirket yeni yıl yemeğine gitmeye karar verirler…

Organizasyon yapılır…

Yemeğe şirket çalışanları ve aileleri de katılır…

Eğlence başlar..

Çok güzeldir her şey,

Sıkıntı yok, eğlenceye, içkiye devam edilir…

Gece yarısında müdür masa üzerinde cüzdanını bırakıp tuvalete gider..

Yanındaki yardımcı adam cüzdanını  karıştırıp loto biletini bulur, hemen numaraları yazar gizlice..

Aklına yılın şakası gelir,

Gecenin sunumu yapan görevliye gidip seri numarasını verip, bu bilete en büyük ikramiyenin çıktığını söylemesini ister..

Müdür yerine oturduktan kısa bir sonra anons duyulur:

"Yılbaşı lotosu biraz önce çekildi, bir kişi altı bildi, tam 15 milyon dolar kazandı, size kazanan numaraları okuyorum", deyip adamın numaralarını okur.

Herkes biletini kontrol eder.

Müdür de kontrol eder ve çıkan biletin kendi biletini olduğunu görür.

Görevliyi çağırıp numaraları tekrar kontrol eder.

Bilet numaraları doğrudur, ikramiyeyi kendisi kazanmıştır.

Masasındaki içki dolu bardağını hızlıca içip ayağa kalkar..

"Sizlere kısa bir açıklamam var,” der ve sözlerine devam eder. “Senelerden beri çalıştığım bu şirketten ve sizlerden nefret ediyorum. Karımı ve çocuklarımı da hiç sevmiyorum, altı aydan beri sekreterim ile birlikteyim. Artık hepinizin cani cehenneme, ben sekreterimi alıp buralardan gidiyorum, çünkü lotodan tam 15 milyon dolar kazandım!"

Bir anda herkes şok olur!

Şok üstüne şok yaşanır.

Karısı, çocukları, davetliler hepsi şoka girerler…

Yardımcısı ne kadar engel olmaya çalışmış olsa da olamaz, olan olmuştur, sözler ağızdan çıkmıştır bir defa geri dönüşü imkânsızdır…

Orada, o kalabalığın içinde sekreterinin elinden tutup salondan ayrılır…

Ertesi sabah uyandıklarında ise ikramiyenin kendilerine çıkmadığını öğrenince anlarlar gerçeği..

Pişman olmuştur ama iş işten geçmiştir.

Evine gider, karısı eve almaz boşanma işlemlerine başlayacağını söyler..

İş yerine gelir, kapıdan içeri sokulmaması yönünde talimat verilmiş olup içeriye alınmaz…

Bir mesleğin, bir evliliğin ve bir kaçak bir aşkın sonu gelmiştir…

Yazarın notu: Bu anlatım internet ortamında ulaşmış olup, öyküsel olarak yeniden yazmaya çalıştım. Ana metnin ana fikri kime ait olduğuna dair bir bilgi mevcut değildir.