Gazeteci arkadaşımız-rakibimiz Ali Tarakçı mafya usulünü andıran bir şekilde silahlı saldırıya uğradı.

Arabada 3 yaşındaki oğlunun da bulunduğu bir zamanda, arkadan vuran arabadan inenler tarafından ayaklarından üç kurşunla yaralandı.

Ali Tarakçı, söyleyeceğini söylemekten çekinmeyen (söylemesi gerekiyorsa!) bir gazeteci arkadaşımızdır.

Gittiği yolu, tuttuğu iradeyi beğenmesem de sonuçta başarılı bir gazetecidir ve bu saldırı Ali’nin nezdinde tüm meslektaşlarımızadır.

Şimdi bana birileri yahu bu bir trafik magandası olayıdır diyerek yutturmaya kalkmasın, vuruluş yöntemi bildik mafya yöntemine uymaktadır.

Hatta mafyayı bırak araba hırsızlarının kişisel hesaplaşmalarında yöntemidir ve sıkça olmaktadır.

Arabasına arkadan hafifçe vur, sürücü ne oldu diye arabadan inip arkaya bakmaya gelince hırsızlık içinse bıraktığı direksiyona geç arabayı çal, kişisel ise arkaya gelirken sopalarla giriş, mafya cezalandırması ise çek tabancayı ayaklarına sık.

Gazetecilerin, belediye meclis üyelerinin vb…  Kişilerin çokça uğradıkları saldırı şeklidir ve trafik magandası olayı değildir ( gibi geliyor bana).

Elbette emniyetin araştırması, araçların takibi ve saldıranların kimlik tespitleri sonrası netleşecektir benim naçizane görüşüm bu yöndedir.

Hatta ve hatta bu saldırıyı birileri öngörmüş ise ve de siyasetçi ise Ali’ye geçmiş olsuna bile gitmiştir veya adına birilerini göndermiştir gözlerini okumak için.

Ali Tarakçı’ya ve ortağı olduğu sevgili - değerli arkadaşlarımızın çalıştığı medya grubuna geçmiş olsun dileklerimi yineliyorum.

 Bu yazımdan sonra,  polisiye öyküleri yazacak bir seviyeye geldiğimi anlamış bulunmaktayım;

 (son cümle korkudan tırsmış (!)  olduğumdan yazılmıştır ).