Kadın, her zaman tarihin akışını değiştirecek kadar güçlü olan insanın adıdır…

İradesi, kalbindeki inanç ve kuvveti dağları yıkacak kadar güçlüdür.

Dişi kuş hesabına göre de, yuvayı yapanda yıkında kadındır…

Aile içinde en çok fedakâr olan da kadındır.

Çocuklarla baba arasında köprü olan, ortamı yaratan annedir.

Sevgisi gökler kadar yüksektir.

Kadın, yaparım dediğini yapar, yıkarım dediğini yıkar, yakarım dediğini de gözü kapalı yakanın adıdır… Tarih, güzelliğiyle ülkeyi dahi yıkan kadın aşkının da tanığıdır.. .

Yine bu Dünyanın en büyük gücünden biri de bir kadının aşkıdır..

Tek başına çocuklarını büyütüp adam eden muhteşem insanın adı da kadındır…

Ve tarihe örnek olan yüzlerce kadın var…

Düşmana karşı Atatürk’ün yanında yer alan Türk Kadını,

Tüm Dünya’ya bugünlerde en son örnek olan Atatürk Kızları - Filenin Sultanları…

*

Ormanların kesilmesini önleyenlerden bir örnek de Julia Butterfly Hill…

Julia Lorraine Hill, 18 Şubat 1974’te, Amerika Birleşik Devletleri’nin Missouri eyaletinde dünyaya gelir…   

Babası bir vaizdir ve ailesi sürekli yollardadır. Bu yüzden Julia, 10 yaşına kadar bir karavanda yaşar. Dışarıda oynayarak büyür ve doğada kendini evindeymiş gibi hisseder..

Altı yaşındayken ailesiyle yaptığı bir yürüyüş sırasında parmağına bir kelebek konar ve tüm yürüyüş boyunca uçup gitmez, parmağında kalır…

Bu olay, Hill’in butterfly (kelebek) lakabını almasına sebep olur..

20’li yaşlarının başında ölümden döndüğü bir trafik kazası geçirir. Bir yıllık yoğun tedavi sürecinin ardından yeniden yürüme konuşma yetisi kazanabilir! Bu kaza, genç kızın yaşamını tümüyle değiştiren önemli bir dönüm noktası olur. iyileşme döneminden sonra Julia, hayatının dengesinin bozulduğunu fark eder ve iyileştikten sonra yaşamında büyük boşluk duyan Hill, insanlığa fayda sağlamak istediğini fark eder, bu dönemde çeşitli çevreci protestolara katılır.

Pasicif Lumber Company isimli kereste şirketi bölgedeki sekoya ağaçlarını kesmek ister.

Hill'inde aralarında bulunduğu çevreciler kesime engel olmaya çalışır. Ağaç kesimine karşı yürütülen en güçlü direniş ise bölgedeki 1500 yaşında olan en yaşlı ağaçtır.

Earth First! Hareketi başlar, yaşlı ağaçların korunması gerektiğine dikkat çekmek için ağaçlarda oturma eylemleri yaparlar. Ağacı kesemesinler diye sekoya ağacında kalacak birine ihtiyaçları vardır; başka kimse gönüllü olmadığı için kendisi gönüllü olur.

Yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki ağaca tırmanan aktivist, tarihi sekoya ağacına küçük yaşanabilir bir platform inşa eder, Luna isimli bu ağacın üzerinde 10 Aralık 1997'den itibaren Julia Butterfly Hill yaşamaya başlar, 738 gün boyunca hayatını orada sürdürür.

Yaşadığı zorlukları dile getiren Hill, şiddetli sarsıntılar, böcekler, olumsuz hava koşulları ve kendisini tehdit eden insanlarla karşılaştığını söylemiştir.

Tüm zorluklara rağmen doğayı korumak için bir insanın ne kadar ileri gidebileceğini göstermek isteyen Hill vazgeçmez. Ağacın üzerinde geçirdiği 2 yıl boyunca sürekli desteklenir. Örneğin su ve erzak tedariki, destekçiler tarafından sağlanır. Belirli aralıklarla Luna’nın yanına gelen çevreciler, getirdikleri yaşam malzemelerini bir halat vasıtasıyla Hill’e ulaştırıyorlardı. Julia şiddetli El Nino fırtınalarına katlanır, ormancılar tarafından zamana zaman tehdit edilir ve hatta ölüm tehditleri alır. Çoğu zaman ıslaktır ve üşüyordur. Hatta korkudan cenin pozisyonunda hıçkırıklara ağladığı zamanlar' oluyordur.

Kereste şirketi, Hill’in kararlı eylemi sebebiyle bölgedeki ağaçları kesemedi. Luna ve diğer ağaçlar koruma altına alındı. Şirket ve çevreciler arasında yapılan anlaşmanın ardından Hill, 738 gün boyunca yaşadığı ağaçtan aşağıya indi.

Hill'in ağaçta yaşama eylemi çevreciler tarafından uzun süre kutlanmıştır. İşte 738 gün boyunca ağaç tepesinde yaşayan Hill'in yaşamının en önemli yılları olmuştur.

Tarihe geçen bu eylem 18 Aralık 1999 yılında sona erdi.

Julia Butterfly Hill’in “ağaçta yaşamı” tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Eylem, çevre aktivizmi söz konusu olduğunda akla ilk gelen örnekler arasında yer alıyor

Julia hayatını üçe böldüğünü söylüyor: ağaçtan önce, ağaç sırasında ve ağaçtan sonra... 

Dolu dolu yaşamak diye buna denir işte…

Tarihin beklediği belki de, tüm Dünya’da kadın hakları konusunda Atatürk aydınlığında yepyeni bir etkinlik olmasıdır..

Kadın hakları deyince, tarihin hiçbir döneminde hiçbir lider, hiçbir yönetici, devlet kurucusu, en güçlü önder, adına ne dersek diyelim Atatürk kadar hak, kıymet, değer vermemiş, verememiştir. Bu konuda Dünya’da Atatürk tek önderdir.