Ayıbı, günahı, saygısızlığı, bencilliği, toplumsal çöküntüyü ve her türlü ahlaksızlığı “özgürlük” adı altında normalleştirme modasını yaşıyoruz. Aferin bize! Bir sonraki adım ne olur, düşünmek bile istemiyorum.
Sizin kadar ben de biliyorum balığın baştan koktuğunu ama kokmuş başı görmeyenlerin hiç mi suçu yok sanıyorsunuz?
Yalanlar atarak, hayaller satarak mevki ve makamları ele geçiren şaklabanlara, araştırmadan, soruşturmadan inananların, güvenenlerin hiç mi suçu yok?
Liyakatı yok sayanlara, rüşvetsiz iş yapmayanlara, devleti soyanlara, bunlara göz yumanlara, itibar gösterenlere ve peşinden sürü gibi gidenlere ne demeli sizce?
Dedim ya, zor iştir mutlu, mesut, geleceğe güvenle bakan Türk olmak. Çok zor...
Millete ve milletin çıkarlarına karşı, kendi çıkarları uğruna suç işleyenler bu topraklarda gün yüzü gördükçe adaletten ve demokrasiden bahsetmek, La Fontaine’den masal dinlemek gibi bir şey olmalı.
“Nasıl düzelir?” sorusuna gelince:
Kanuni Sultan Süleyman yüz yıllar önce cevabını vermiş:
“Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!”
Vesselam.