Yakalanmış balığın umudu var mıdır?
Bilmiyor ki onu tutanın içi acımayacak. Etinin bir parçası koparılıp oltaya takılacak. Başka bir balık için yem olacak.
O kanca damağına batacak bir küçük istavritin. Sonra balıkçı onu çıkaracak, kafasını koparıp karnını yaracak, içini temizleyip, una bulayacak. Kızgın yağda pişirip, yiyecek. Artanı yanında duran kediye atacak.
Yani bir balık yakalandığında bütün umudu bitmiştir, di mi?
Bitmez...
Bir canlı asla umudunu kaybetmemeli.
Balıkçı oltadan çıkardığı istavriti kovanın dibine atmışken, kenarda bütün bu olan biteni izleyen biri vardır elbet.
Kedi yalanarak baksada kovaya, balıkçı yeni istavritleri yakalama hevesinde olsada, umudunu kaybetmiştir balık.
Kovanın dibinde can çekişiyor, gelip geçen insanlar ona bakıyor.
Sonra biri onu kovanın dibinden avuçlarının içine alıyor. Sade bir törenle denize atıyor. Azıcık suyun üzerinde yalpalasada, hemen dibe dalıyor. Onu suya atana teşekkür etmeyi unutmuyor tabi. Bir kaç değerli pulunu avuçlarında bırakıyor.
Balıkçı ve kedi şaşkın şaşkın bakıyorlar istavriti suya atana...
-Neden yaptın bunu?
Cevap veriyor avuçlarındaki pullara bakan adam;
-Bir gün bulursam kendimi , küçük istavrit kadar çaresiz, son ana kadar hep bir umudum olsun diye...
*
Kilosu üç beş lira olan istavritten tonlarca umudu çıkaralım. O sebeple anlattım bu bilinen anıyı.
Umut etmek için doğmuş, umudunu hiç kaybetmeden yaşamış, başaramasa bile bu uğurda zaman harcamış insanlar için bu yazım.
Evet insanlar siz başarısız olduğunuzda, sizi kovadaki balık gibi uzaktan izlerler. Ama dostlarınız arasında sizi bir şekilde o kovadan çıkarmak için mücadele eden sevdikleriniz vardır elbet.
Zor günlerinizde, kayıplarınız olsada maddi manevi, o pullar hâlâ sevdiklerinizin avucunda...
Umutsuz günlerinizde size umut olanları anımsayın.
Hayat bir mücadeleden ibaret. Eğer istikametiniz doğru olduğuna inandığınız ve daha iyi olma adına ise, zaten başarmış sayılırsınız. Bu uğurda koşmak bile zaferdir. Yaşayan hiçbir varlık umutsuz değildir.
*
Hani Sezen Aksu demişti ya;
Ne oldu ümitlerine
Bu ne keder bu ne iç çekiş
Sen ki özgürlük kadar güzelsin
Sevgi kadar özgür
O güzel başını uzat göklere
Gül güneşlere gül
Kırılma küsme sen yine bir şiir yaz
Çok değil inan az kaldı az
Bu kadar erken susma biraz bekle
Ağlama ağlama gül biraz...
EVRİM TOK