Dostluk nasip meselesidir. İnsanın dışında gelişir. Şununla dost olayım desen olamazsın. Yol yürürken belirginleşen bir şeydir.
Gerçek dost, gerçek arkadaş bulmak artık çok zor. Bu devirde gerçek dost bulmak büyük lüks . Hele siyaset meydanında, ticaret meydanında ara ki bulasın... Çünkü gerçek hayatta çıkar gözetmeksizin arkadaşlık kurarız. Dostun selamı, merhabası bir bardak sıcak çayı, o çaya eşlik eden muhabbeti paha biçilemez. Şu kısacık ömrümüzde, edindiğimiz dostlar, çelik halatlarla birbirine bağladığımız güven ve samimiyet bizim yanımıza kalan kardır.
İki kelam etmek kadar güzeli yoktur. Bilirsin çok uzun zamanda geçse, araya mesafelerde girse, arkadaşın oradadır. Sen düşmeden seni tutandır. Sen onu bıraksan da o seni bırakmayandır.
Ama siyaset içinde o kadar zor ki... Tarifi imkansız. Birlikte yol yürürken, siz isteseniz de istememeniz de yol arkadaşlarınız değişik duraklarda iniyor. Zaten yolun kendisi zor. Yani o zorlu yolun rüzgarı karı kışı sizi yormaz da yolda size eşlik edenler sizi yoruyor. İşte bu yüzden dostlukların büyük bir kısmı hüsranla sonuçlanıyor.
Çıkarlar ve menfaatler yaşamın gerçeğidir. Menfaat yaşamak içindir, ahlak ise yaşatmak için. Bu iki gerçek ile dostluğu dengede tutmak ise tam bir mucizedir.
Çıkardan kastım sadece kişisel değil, toplumun çıkarlarını gözetmekte menfaattir. Yani bir yanda dostunuz vardır, etliye sütlüye dokunmadan, çarkın kırılan dişlilerine takılmadan, döner durursunuz etrafında. Sizden istenilen ve beklenen de budur zira. Çünkü bu süreç boyunca sizin ve onun çıkarları doğrultusunda bir işbirliği söz konusudur. Hem işbirliğidir, hem güç birliğidir. Sistem düzenli bir şekilde devam eder. Taki dostlardan birinin vicdanı ve aklı durumu fark edene kadar.
Güçlünün yanında olmak mı, mağdurun haksızlığa uğrayanın yanında olmak mı? Bu soru vicdan sahibi insanlar için tereddütsüz dostu terk etmekten yana olur. Çevrenizdekilere bunun hesabını verebilirsiniz ama güçlünün yanında çıkarlarınız için sabit bekliyorsanız bunun hesabını Allah’a veremezsiniz. İşte bu yüzden dost karanlıkta belli olur. Siz aydınlıkta iken yanınızda duranlar, sadece kendi menfaatleri için aydınlığı tercih edenlerdir. Vicdanının sesini dinleyenler, gerekirse dostunu da yolda bırakır. Yani iyi gün dostu olmak kolaydır. Maharet kötü gün geçirenlerin yanında durmaktır. Tabii durabildiğiniz kadar. Rüzgar çok güçlü ise hem tutunmak zordur, hem uçmak.
Havacılıkta bir tabir vardır; Hiç bir uçak havada kalmaz. Bir şekilde iner derler... İşte tamda böyle siyasette dostluk. Ya normal havada sakin sesiz yolunuza devam edip uçağı emniyetle indireceksiniz ya da boranda fırtınada yalpalaya yalpalaya uçağı kırmadan pas geçeceksiniz.
Yani bu sallantıda dostlarınızı emniyetle indirmek zor.
O yüzden iniş serbest...
EVRİM TOK