Yaptığı yolsuzluklar ortaya çıkınca ve tabi kanunun, adaletin ve sistemin düzgün işlediği bir ülkede yaşayınca üç yıl süre ile aralıklı olarak yargılandı. Görevi kötüye kullanma, vergi kaçakçılığı , yolsuzluk ve dolandırıcılık gibi suçlardan 4 yıla mahkum edildi. Kamu yasağıda aldı. Zavallı Berlusconi artık muhtar bile olamayacaktı. Ölene kadar siyaset yapamayacaktı. Çok yaşlı olduğu için hapis cezası yerine sosyal hizmet cezasına çevrildi. Bir yıl süre ile huzur evinde bulunan Alzheimer hastalarıyla günde 4 saat ilgilenecek evinden dışarı da çakmayacaktı. 78 yaşında cezasını tamamladı...
Başbakanlık süresince uzun yıllar kimse gerçek yüzünü anlayamadı. Bütçeyi Meclisten geçiremeyince , istifa etmek zorunda kaldı. İtalyanlar o günü bayram havasında kutladılar.
İktidarda kalmak için her yolu denemişti. Bir zamanlar aşırı muhalefet olduğu, her türlü eleştiri ve hakarette bulunduğu solcuları ve liberalleri bile seçim kazanmak için yanına çekti.
Gazete kitap okumayan, sadece televizyon izleyen halk , her geçen gün değişen gündemi takip edemez, geriye dönük ülkede yaşanan her şeyi unutur olmuştu. Seçmeninin hafızasının zayıf olduğunu ve okuyup araştırmadığını bilen Berlusconi ,rakiplerine halkın kuşku ve nefret ile bakmasına sebep oldu. Rakiplerini beceriksiz, kendini ise çalışkan gösterirdi.
Ülkesinin sorunlarından ziyade gündemde muhalefetle olan sürekli ve yersiz dalaşmalara yer verirdi.
Her gün gereksin gerekmesin açıklama yapardı. Muhalefeti eleştirerek halkı birbirine kışkırtırdı. Bu kutuplaşmadan seçimlerde büyük fayda sağlardı. İyi ya da kötü herkes sürekli ondan bahsetsin isterdi. Gazete manşetlerinde her zaman ilk sırada olmalıydı.
Birbirinin tersi yorumlar yapardı. Kelimenin tam anlamı İl’e bir dediği bir dediğini tutmazdı...
Akılda kalan bir kaç basit sloganda bulmuştu. Basit , kısa ve kolay ezberletebilir olan sloganları sürekli olarak tekrarlıyordu.
Anayasayı Başkanlık sistemi için değiştirmek istedi. Referanduma gitti. Neyseki yüzde 63 ile kaybetti. İtalyanlar direkten dönmüştü...
Bütün medya Berlusconi’nin elindeydi.
Kendisine darbe yapılacağından bahsederdi. Sanki onu indirecek gizli güçler vardı. Sinsice ve haince planlar yapılıyor, darbe tehlikesi ile sanki burun buruna yaşıyordu.
Muhalefet ise tam manası ile “ vatan haini “ olarak ilan edilmeliydi. Muhalefet ona alçakça saldıran hain siyasetçilerle doluydu.
Hep durdurulmak istenen, baskıya maruz kalan, hiç bir zaman anlaşılamayan, mağdur politikacıydı.
İktidar olduğu partisini kendisi kurmuştu. Siyasi hayatı boyunca hep mağduru oynadı. Kendisinden nefret eden, partisinide beraberinde yıkmak isteyen bunun için her türlü karalama yoluna giden hayali düşmanlarından bahsetti...
.............
Makalemi okurken Berlusconi’yi Berlusconi olarak okuyun. Aklınıza başka bir şey gelmesin sakın. Zira gerçekten makalenin konusu Berlusconi ‘dir. Cidden onu yazdım , yeminle.....
EVRİM ŞENER TOK