Goy goya dalmışken atılan kahkahalara ilk tepki üst komşumuzdan gelir.
Zalım üst komşu hep tetiktedir.
Müziğin ya da televizyonun sesini açarsın, tık tık tık seri şekilde 3 vuruş yersin. Hatta 4. Vuruş “aşağıya getirtmeyin insanı” seviyesidir, bilirsin.
Onlar sizin o anki ruh halinizle ilgilenmezler.
Belki sağırım kulağım duymuyor, belki de sinirimden gülüyorum. Sanane!
Asıl sen insanı yukarı getirtme! Ben senin zamansız yerlere haldur huldur bir şeyler düşürmene ses ediyor muyum, matkabınla, çekicinle ne haltlar yediğini irdeliyor muyum ya da sen bunlar için özür babında 2 vuruşluk ananim eserler sergiliyor musun ? Hayır.
Üst komşu bir nevi otokontrolümüzdür, aşırılık önleyicidir. Bencil ve adaletsizdir. Özgürlüğü sevmez, net çizgilerle çizilmiş sınırlara tapar. Size bulunduğunuz konumu hatırlatır. Sınırları aşmak için gösterdiğiniz ısrarcı tavırlarınıza sert müdahalelerde bulunur.
Zaman zaman üst komşu akrabadır, aile bireyidir, sayılan, sevilen kişiliktir, “tamam abim sensin” ya da “tamam ablam baş tacısın”dır. Ama sonuç olarak seni sınırlarını kendi çizdiği dünyasına, sana ait zannettirdiği dünyana hapsedendir.
Zihin duvarlarınızda özgür olamadığınız sürece hep alışılagelmiş baskılanmaları yaşayacaksınız. Aşmanız gereken duvarları önce yıkmayı sonra tekrar örüp boyamayı deneyin. Bırakın gürültü patlasın, ortalık batsın, üst komşu çıldırsın. Hatta bunu gece karanlığında yapın ki inceldiği yerden kopsun!
Yıkım için ideal balyoz çeşitlerinie ve fiyatlarına muhtelif alışveriş sitelerden ulaşabilirsiniz. Aşağıya linkini bırakmıyorum.
Not: Bu yazı pandemi kaynaklı aşırı sessizlik ortamında her şeye tepki veren ve bardağıyla beni dinlediğine emin olduğum canım üst komşuma adanmıştır.