Yabancıların Olası Hukuki Sorunları -2
Sevgili Okuyucular,
Bildiğiniz üzere Ağustos ayında “Yabancıların Olası Hukuki Sorunları” başlıklı ilkyazımızla sizlerle tanışmıştık. Gösterdiğiniz ilgi ve sunduğunuz destek mesajları için çok teşekkür ederim.
Eylül ayı yazımız içinse yabancılar hukukunun mihenk taşlarından biri olan göç kavramı, Göç İdaresi’nin görev ve yetkileri, göç politikaları kapsamında yabancının hukuki durumları konularını açıklamaya çalışacağım. Herkese faydalı olması dileğiyle…
Yabancılar hukukundan bahsederken mülteci, sığınmacı ve kitlesel göçmenleri düşündüğümüzde daha üst bir başlığa ihtiyacımız olduğunu anlıyoruz. Bu anlamda göç kavramını gerek bireysel gerek kitlesel sığınmalarda yaşanan olası hukuki sorunlar bakımından üst başlık olarak kullanabiliriz.
Uluslararası hukuk açısından sığınmacılara ve mültecilere yönelik olarak, en temel hukuki düzenleme 1951 tarihli bir Birleşmiş Milletler Cenevre Sözleşmesi’dir. Türkiye bu sözleşmeye ve 1967 tarihli sözleşme protokolüne taraftır. Sözleşmeye baktığımız zaman içerisinde esasen kitlesel sığınma ile bireysel sığınma arasında bir ayrım yapılmadığını görüyoruz. Ancak Sözleşmenin yapıldığı tarihin 2. Dünya Savaşı sonrası Soğuk Savaşa denk gelmesi ve dönemin en belirgin özelliğinin kitlesel göçler olmasının yansımalarını sözleşme ruhunda görmek mümkündür.
Cenevre sözleşmesinin ulusal mevzuattaki tezahürü 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu olmuştur. Kanunun göç kavramını yabancıların yasal yollarla Türkiye’ye girişini, Türkiye’de kalışını ve Türkiye’den çıkışını ifade eden düzenli göç ile yabancıların yasadışı yollarla Türkiye’ye girişini, Türkiye’de kalışını, Türkiye’den çıkışını ve Türkiye’de izinsiz çalışmasını ifade eden düzensiz göçü ve uluslararası korumayı ifade eder. Göç alanına ilişkin politika ve stratejileri uygulamak, bu konularla ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak yabancıların Türkiye’ye giriş ve Türkiye’de kalışları, Türkiye’den çıkışları ve sınır dışı edilmeleri uluslararası koruma, geçici koruma ve insan ticareti mağdurlarının korunmasıyla ilgili iş ve işlemleri yürütmek üzere göç idaresi Genel müdürlüğü kurulmuştur.
Genel müdürlük;
Göç alanına ilişkin mevzuatın ve idari kapasitenin geliştirilmesini, politika ve stratejilerin belirlenmesini, belirlenen politika ve stratejilerin uygulanmasını izlemek ve koordine etmekle,
Göç politikaları kurulunun sekretarya hizmetlerini yürütmekle,
İnsan ticareti mağdurlarının korunmasına ilişkin iş ve işlemleri yürütmekle,
Vatansız kişileri tespit etmek ve bunlarla ilgili iş ve işlemleri yürütmekle,
Uyum süreçlerine ilişkin iş ve işlemleri yürütmekle,
Geçici korumaya ilişkin iş ve işlemleri yürütmekle,
Düzensiz göçle mücadele edebilmek amacıyla kolluk birimleri ve ilgili birimler arasında koordinasyonu sağlamak
Kamu kurum ve kuruluşlarının göç alanına yönelik faaliyetlerinin programlanmasına ve projelendirilmesine destek olmak ile görevlidir. Bu amaçla; görevleri ile ilgili konularda kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla yetkilidir.
Mülteciler, şartlı mülteciler, ikincil koruma sahibi yabancılar Göç İdaresi ile olan iş ve işlemlerini yürütmesi için avukat ile temsil edilebilirler. Avukatlık ücretlerini karşıma imkanları bulunmayan başvuru sahipleri, bu iş ve işlemlerle ilgili olarak yargı önündeki başvurularında 1136 sayılı kanunun adli yardım hükümlerinden faydalanabilirler. Yabancılar iletişim merkezi olarak kurulan YİMER 157 iletişim kanalıyla yabancıların vize, ikamet izni, uluslararası koruma, geçici koruma gibi konularda sordukları sorulara yanıt bulabilirler. İlaveten sivil toplum kuruluşları tarafından sağlanan danışmanlık hizmetlerinden faydalanabilirler.