Yurtta ve cihandaki her yanlışını başkalarına yamamaya çalışan 20 yıllık kavgacı siyasetin karnesi öyle zayıf ki…

Bu dayanılmaz karne; öyle bir karamsarlık belgesi ki…

Faturası ağır olan bu karne; öyle bir güvensizlik ve umutsuzluk tablosu ki…

Yüreği vatan ve millet sevdasıyla dolup taşan herkesi…

Öyle bir huzursuz ve de mutsuz ediyor ki…

Dış güçleri sevindiren, milletimizi üzen bu dayanılmaz siyasetle:

Yanlış üstüne yanlış yaptılar… Hem de dağlarca yanlış…

Önce medya işini ayarladılar.

Sözlü ve yazılı olandan bol bol…

Bir de milletin TRT’si vardı.

Özel olarak görevlendirilen sözde bilen ve de sözde gazeteciler…

Her gün sırayla bu TV’’lerde işbaşı yapatı.

İlk olarak Şanlı Ordumuz vardı hedeflerinde…

O yandaş medyalar yalan yanlış üfledikçe fetö fetö…

Şanlı ordumuzun başına gelmeyenler kalmadı.

Kumpaslarla yargısız infaza tabi tutulan şerefli Ordu Mensuplarımızın başlarına gelmeyen kalmadı. Görevlerinden oldular yetmedi. Hapislerde süründüler yetmedi. Yuvaları dağıldı, canlarından oldular yetmedi. Çünkü fetö ve beraber yürüdüğü yöneten siyaset bir türlü hızını alamıyordu!

Derken Mili Eğitim fetö darbesi yedikçe, iktidar fetö ne dediyse yaptı.

Gazetecilerden akademisyenlere ve daha nice vatanseverlere kadar herkese kumpaslar kuruldu. Nice mağdurlar oldu. Nice ocaklar söndü. Bu durum dış güçleri mutlu ettikçe, iktidar ve beraber yürüdüğü fetö bir türlü dur durak bilmediler:

Gün oldu adaleti… Gün oldu medyayı… Gün oldu devletin tüm mülki amirlikleriyle emniyet güçlerini de hedefe koydular…

Sonuç her yerde ayrışma ve bunalım… Her yerde liyakatsizlik doğdu.

Hiç hız alınır mı? Derken Suriye’ye meydan okundu: ‘’ EYYYY ESED… EY SURİYE…

Sesleri yükseldikçe terör örgütleri Suriye’ye dolup oraları bölüp parçalıyor…

Arada kalan milyonlarca Suriyeli de bizim ülkemiz sığınıyordu. Yanlış siyaset üstüne yanlış siyaset… YURTTA KAVGACI CİHANDA KAVGACI SİYASET.

Ülkemizi her konuda yokuşun dibine iten bir dayanılmaz siyaset.

Derken yanlış Suriye siyaseti yüzünden önce teröristler kanlandı orada. Sonra da ABD ve Ruslar da Suriye’ye daldı.

SONUÇ: Orada ABD ve RUSLAR ne diyorsa o oluyor artık.

Yoksul milletimizin tepesinde milyonlarca Suriyeli, Afgan ve diğerleri…

Komşumuz Suriye’de de terör yuvaları ve emperyalist güçler var.

En yürek yakan da oradan gelen şehitlerimiz…

Bitmedi: Kavgacı siyaset fetö sonrası da aynı hızla devam etti.

Bu kez de milliyetçi siyasileri de yanlarına alarak yürüdüler…

Gün geldi; tüm siyasi partilere laf sokup parmak salladılar…

Gün geldi; Tabiplerden tüm sağlıkçılara…

Mühendislerden, Baro ve çoğu eğitimcilere…

Eczacılardan toptan gıdacılara…

Son olarak da marketçiler var devrede…

Sanki ülke ekonomisini onlar yönetiyor!

Sanki faizi indirerek, dövizi o marketçiler fırlatıyor havaya.

Ne diyelim kavgacı siyasetle geçen 20 yılımız böyle.

Kavgadan nasibini almayan kalmadı yurttaş yurttaş...

Tepesine cop yemeyen kalmadı yurttaş yurttaş...

Biber gazı yutmayan kalmadı yurttaş yurttaş…

Kadın erkek herkese giriştiler yurttaş yurttaş

Öğretmeninden milletvekiline…

Doktorundan daha nice emekçi kesimlere meydan meydan neler neler yapıldı.

Derken yöneten siyasetten akşam haberleri: MİLLİ VE YERLİYİZ...

Millet hakkını ararken başına gelmedik kalmıyor.

Yerli üretici hakkını ararken, dışarıdan alınanlar giderek artmaya başlıyordu.

Millet huzursuz… MİLLİ MİLLİ… Üretici perişan çünkü dışarıdan gelen mallar yüzünden ürettiği elinde kalıyordu. O da YERLİ YERLİ…

Sahi, hangi MİLLİ… Hangi YERLİ...

Hangi Milli Birlik ve Beraberlik?

Bilen varsa beri gelsin yurttaş yurttaş!

Çünkü nice kurum ve kuruluşlardan, nice vatansever kişilere kadar herkese parmak sallandı!

Kimileri de soluğu hapis damlarında aldı!

Sözde MİİLLİ ve YERLİ işi…

Ayrıca…

Market market gördüğümüz yoksulluğu…

Pazar pazar gördüğümüz ezikliği…

Okul okul okuyan çocukların solgun benizleri…

Gençlerin gülmeyen yüzleri…

Kirasını ödeyemeyen dar gelirlilerin, sonraki günleri düşünmeleri…

İçimizdeki sığınmacıların, her yerde her şeyin en lüksünü alıp giymeleri…

Canları neyi istiyorsa onu alıp yemeleri…

Öz yurttaşlarımızın onları o haliyle seyretmeleri…

Suçsuz ve günahsız bu yoksul yurttaşlarımızı öyle bir ezip geçiyor ki…

Kavgadan başka bir şey üretmeyen…

Hak arayanlara, devletin tüm olanaklarını kullanarak parmak sallayan…

Milletin acı gerçekleri yerine…

Kendi siyasal çıkışlarıyla gündem oluşturup, milleti oyalayan siyasete ne demeli?

‘’FATURASI OLDUKÇA ACI VE AĞIR OLAN BİR KAVGACI SİYASET’’ DEMELİ…

Gerçek anlamda MİLLİ olup demeli…

Gerçek anlamda YERLİ olup demeli…

Çünkü Milletimizi ve Yurdumuzu Özümüzden Çok Seviyoruz.

Bize gerçekleri yazmak, yöneten siyaseti uyarmak düşer!

Çünkü bu ülkede hiçbir şey, birilerinin söyleyip yazdığı gibi toz pembe değildir!