LALE DEVRİ
Spil Dağı ile Gediz Nehri arasında kalır Manisa
Dünyaca ünlüdür rengarenk laleleri
Lalelerin kırmızısı, yeşili, sarısı, beyazı var
Süslüyor bahçeleri Allah vergisi güzellikleri
Büyülüyor insanı efsanesi, masalsı yapısı
Laleler kapladı Manisa’nın dört bir yanını
Gün doğmadan açması beklenir doğal kırmızı lalesi
Kapısı açık penceremden bakıyorum dışarı
Pencereleri havalandıralım mis kokusu yayılsın çiçeklerin
Gün başlarken uyanıyorum heyecanlı
Masmavi gökyüzü dalgalı deniz gibi
Dünyada meşhurdur Sultaniye Üzümü
Kırkağaç Kavunu, Sultan Çayı, Akhisar Gazozu
Zeytin yağı, ünlüler kervanı
Yap da içelim kırk yıl hatırı kalsın
Manisa’nın cilveli kahvesini
Her yıl yapılır Manisa’nın tarihi Mesir Macunu
Efsanelerin efsanesi ille de Manisa Tarzanı
Bir döneme ismini veren lale devri çiçekleri
Spil Dağı’nın en özel, en güzel misafirleri
Geldim, gezdim, gördüm, yazdım bahtiyarım
Ben veda ediyorum haberin olsun
Dön artık, hatırım için dön artık, hatırım için
Gün doğmadan.. Gün doğmadan…
Eylül 2019, Manisa
Enver ŞENGÜL
PAYİTAHT’TAN ANADOLU’YA YAZI DİZİSİ
ŞEHZADELER ŞEHRİ MANİSA
Osmanlı döneminde padişahların şehzadelik dönemini Manisa’da geçirdikleri için bu ilimiz şehzadeler şehri olarak anılır. 1923 yılında Saruhan adıyla vilayet olmuştur; 1927 yılında da ismi Manisa olarak değiştirilmiştir. Ege Bölgesi’nin İzmir’den sonra nüfus bakımından ikinci büyük şehridir. Nüfusu 1 milyon 450 bin, yüz ölçümü ise 13 bin 810 kilometre karedir. Manisa’nın önemli ilçeleri nüfus bakımından da büyük ilçelerdir. Yunus Emre, Şehzadeler (merkez ilçe), Turgutlu, Akhisar, Salihli, Alaşehir, Soma bunlardan birkaçıdır. Demiryolu ve karayolu ulaşımı bakımından önemli bir noktada bulunan Manisa, ülkemizin zirai, sanayi, ticari açıdan gelişmiş illerimizin ilk sıralarında yer alır. Gediz Nehri ile Spil Dağı arasında, İstanbul-İzmir karayolunun üzerinde İzmir’e uzaklığı 36 km olan Manisa, Ege Bölgesi’nde bulunmaktadır. Manisa Türkiye’nin en huzur verici doğal güzellikleri ile insanları büyüleyen mistik bir yapıya sahip tarihi bir şehrimizdir. Ekonomik olarak güçlü olan Manisa’nın ülkemize katkıları tartışılmazdır. Ününü Milli Park olarak duyuran Spil Dağı’nda yapılan taş evleri, piknik oyun alanları, kır kahveleri ve restoranlar keşfedilmemiş olan güzel ilimiz Manisa’nın ününün önde gelen eserleridir. Esas ününü ise her yıl geleneksel olarak yapılan Mesir Şenlikleri’nden (mesir macunu) alır. 22 Sultanlar Türbesi, Hatuniye Camii ve Külliyesi, Çeşnigir Camii, Mevlevihaneleri Manisa’mızın tarihi yerleri arasında yer alır. Ayrıca, projesi ve yapımı Mimar Sinan tarafında icra edilen Manisa Muradiye Camii, III. Murat döneminde (1583-1592) Manisa’mızdaki tarihi yerler listesinde yer alır. Külliyesi günümüzde Akhisar’da Çocuk Kütüphanesi olarak hizmet vermektedir.
Manisa’nın ekonomisi tarım ve sanayiye dayanmaktadır. Gayrı-safi hasılası %35 tarım, %30 sanayiden elde edilir. Mevcut nüfusun %75’i tarım ve ormancılık ile uğraşır. Manisa sanayi bakımından ileri, madencilik bakımından zengin, tarımda ise Türkiye’de en çok üzüm, pamuk, tütün ve zeytin yetiştirilen bir ildir. Halkın refah seviyesi yüksektir. İzmir, İstanbul ve Bursa’ya yakın olması şehrin avantajlarından biridir. Cumhuriyet sonrası Türkiye’nin birçok ilinden göç alan İzmir karayolu üzerinde bulunması, vatandaşların İzmir’e gitmeyip orada kalmasına sebep olmuştur. Her ilçede farklı illerden gelen göçmenler Akhisar, Soma ve Turgutlu’da Karadeniz çoğunlukludur. Batman ili ile Manisa organik bir bağ vardır. Sebebi; Batman’da bulunan, kökenleri Arap olan Halineli aşireti ile yine kökeni Arap olan Kendovini aşiretinin arasındaki huzursuzluklar karşısında Halineli aşiretinin Reisi Halil Bankit şehri terk etme kararı alır. İlk olarak Afyonkarahisar’a gelirler. 14-15 yıl kaldıktan sonra tekrar Batman’a dönerler. Afyon’da doğup büyüyen gençler Batman’a adapte olamazlar. Göç etmek için birincil sebep bu olsa da aslında Kendovini aşiretinin reisi Abdullah Terter ile Halil Bankit’in husumetinin 16 yıl sonrada devam etmiş olmasıdır. Bunun üzerine Halineli aşireti tekrar göç kararı alır ve Manisa’ya çoğunlukla Alaşehir ilçesine yerleşir.
Manisa’da bulunan üniversiteye adını veren, ülkemiz için hayırlı hizmetlere imza atan Mahmud Celaleddin Bayar ‘da Manisalıdır. Çağdaş Türkiye'nin siyasi yaşamının çeşitli dönemlerinde önemli roller oynamış olan Bayar, Meclis-i Mebusan üyesi, cumhuriyet döneminde iktisat vekili, Mustafa Kemal Atatürk'ün son başbakanı ve 1950-1960 arasında Türkiye'nin üçüncü ve asker kökenli olmayan ilk Cumhurbaşkanı ve ayrıca Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Mücadele yıllarından silah arkadaşıdır.
Sizlerle Manisa’da bir kahvaltıda bir dostumun aktardığı ilginç bir olayı aktarmak istiyorum. 2003 yılarının başında Split dağında bir dini teşkilat şeması kurulmuş. Anadolu’dan getirilen çok fakir öğrencilere eğitim veren dine dayalı bir yapı olan Nurcular tarikatına mensup. O dönem, Jandarma Alay Komutanlığı savcılık kararıyla arama izni çıkarıyor ve binada arama yapılıyor. Yurt dışı adresler de mevcut. Mısır, Azerbaycan, Amerika Birleşik Devletleri daha farklı ülkeler vs . Bir adres de Manisa merkezde. Orada da arama yapmak için savcılıktan izin alınıyor fakat Ankara’da siyasetin içinde olan Meclis Başkanı o tarihte Manisa Jandarma Alay Komutanını arıyor. “Orası annemin evi arama mı yapacaksanız?” diyen Meclis Başkanı’na Alay Komutanı; “Evet efendim”. Cevabını veriyor. Meclis Başkanı “Peki! “ deyip telefonu kapatıyor. Sabah arama izni ile binaya gitmeye hazırlanılırken arama izninin iptal edildiğini öğreniyorlar.
NEDEN?
Enver ŞENGÜL